27 Aralık 2010 Pazartesi

Çekmeköy'ün Ardını Çok Sevdik ;)















6 Temmuz 2010 Salı

Çekmeköy'ün Ardı Orman

Uzun bir aradan sonra tekrar yollara düştük. Grubumuza yeni katılan bisikletsever arkadaşımız Alper ile Çekmeköy'ün tepelerindeki ormanlara daldık. Nereye gittiğimizi ve nereden çıkacağımızı bilmediğimiz için oldukça keyifli ve heyecanlı bir tur oldu. Hatta kimi yerlerde hafiften korktuğumuz da oldu. Girdiğimiz bir ormanlık alanda av yapanların ortasına düştük ve her yer fişek doluydu. Neyse ki avcı kıymadı bize :) Bu turumuzda aynı bölgeyle ilgili bir de hedef koyduk kendimize. Paralelinde yangın gözetleme kulesi olan bir tepeye tırmanmayı istiyoruz. Şimdilik temenni tabi ki ;)












7 Temmuz 2008 Pazartesi

Polonezköy Yolları Taştan

5 Temmuz 2008 Cumartesi sabah saat 05:45, (bize göre) uzun tur maceramızın başlamasına 15 dakika var, heyecanlıyız, gideceğimiz güzergahı sadece internette kuşbakışı görmüşüz, biraz da gerginiz, malum gidip de dönememek var :) Turun 10. dakikasında Aslı börekte limonata börek molası veriyoruz, bozuk paramız çıkmadığı için hesabı (dönüşte ödemek vaadiyle) eksik ödeyip (ki dönüşü aynı güzergahtan yapmadık) basıyoruz pedala, ilk yarım saat köpek gruplarının da katkısıyla oldukça hızlı geçiyor, hatta bir grup köpeğin soluğunu ensemizde hissetmenin haklı korkusunu yaşıyoruz :) Çekmeköy'den Çavuşbaşı, oradan da Polonezköy'e geçmemiz 2 saatimizi alıyor, iki hatrı sayılır yokuş tırmanıyoruz ama harcadığımız emeğe değiyor . Manzara müthiş, keyfimiz binbeşyüz. Saat 08:00 Polonezköy'de sabah çayımızı ve gazete keyfimizi yapıp Ömerli'ye doğru yola düşüyoruz. Yolda hepimizin aklında aynı şey var, Polonezköy'deki bekçi amcanın " sadece bir rampa var, ondan sonrası rahat" sözü. Cumhuriyet köyü sapağından geçip, yarım saat sonra Şile otoyoluna ulaşıyoruz. Önümüzde bir dağ ve gerçekten de bir rampa var, ama o rampanın ezeli ve ebedi olduğunu çok acı bir şekilde öğreniyoruz, "git git bitmiyor" cümlesinin başına ve sonuna aklımıza gelen çeşitli küfürleri ekleyip pedala yükleniyoruz, iki molayla toplam 7,5 km.lik rampayı tırmanıyoruz, ama zirvede bizi bir sürpriz bekliyor. Rampadan aşağıya salınıp hız rekoru kırmayı beklerken, ters esen rüzgar hızımızı ve şevkimizi kırıyor. Yine de ters de olsa rüzgarın ferahlığı bizi rahatlatıyor. Medeniyete vardığımızda tek düşündüğümüz yiyeceğimiz yemek, azmimizden ötürü birbirimizi kutluyoruz. Gazamız mübarek olsun :)

























2 Temmuz 2008 Çarşamba

Bostancı'dan Bastık Pedala

Kartal'da Aldık Soluğu

Biraz da sahil keyfi yapalım dedik, bir de kadromuza manevi destekçilerimizden birini ekledik. Elif kardeşimiz de şeytana uydu, bisikletli oldu. Köpekleri, mangalseverleri, bisiklet yolundan yürümeyi sevenleri, belediyemizin sunduğu tuzakları ile dört dörtlük bir heyecan fırtınasıydı. Bir nevi Kâmil Tropy diyebiliriz...